Bedir Muharebesi, 14 Mart 624 (Hicri: 17 Ramazan 2) tarihinde İslam peygamberi Muhammed komutasındaki Müslümanların, Mekke'nin Kureyşli paganlarla yaptığı ilk savaştır.1 Müslüman ordusu, Ebu Cehil'in önderlik ettiği Kureyş ordusunu savaş meydanında mağlup etmiş, Ebu Cehil de dahil olmak üzere toplam 70 Kureyşli ölmüştür. Bu muharebe, Müslümanların yaptığı ve kazandığı ilk savaştır. Savaş sonrası Kureyşlilerin başına geçen Muhammed'in kayınbabası Ebu Süfyan, Müslümanlardan intikam almak için yemin etmiş ve Kureyşli paganlar ile Müslümanlar arasındaki çatışmalar hız kazanmıştır.2
İslam peygamberi Muhammed, Muhacirler ile Medine’ye yerleştikten sonra da, Mekkeli Müşrikler müslümanlara olan düşmanca tutumlarından vazgeçmediler. Medine yakınlarına kadar gelip Müslümanların otlamakta olan develerini alıp götürdüler. Bununla da yetinmeyip Abdullah İbni Übeyy’e haber göndererek, Muhammed’i öldürmesini veya Medine’den çıkarmasını istediler. Eğer bunu yapmazsa Medine’ye saldıracaklarını bildirdiler. Diğer taraftan Müslümanlarla yapılacak bir savaşa hazırlık için büyük bir ticaret kervanını Şam’a gönderdiler.
Müslümanlar müşriklerin bu planlarından haberdar olduktan sonra Şam'a ggönderilen kervanın hareketini önlemek amacıyla hicretin ikinci yılı Ramazan ayında Müslümanlar 305 kişilik bir ordu ile yola çıktı. Bunu duyan Mekkeli Müşrikler, 1000 kişilik bir ordu ile Medine üzerine yürüdüler. Bedir denilen yere gelince durdular ve buradaki suyu kontrolleri altına aldılar.
Müslümanlar Medine’den savaş için değil, Müşriklere ait ticaret kervanının hareketini önlemek için çıkmışlardı.3
Hicret'ten sonra Müslümanlar Kureyş kervanlarına saldırılar düzenlediler. Bu saldırıların birinde Müslümanlar, içinde bin deve ve yarım milyon dirhem değerinde ticari mal bulunan bir kervanı dönüş yolunda hedef almak istediler. İslam peygamberi Muhammed, bu sefer için orduyu topladı. Bedir'e giderken, Ravhâ kasabasında bir kuyunun yanında namaz kıldı; bu mekânda Mescid-i B'iri Ravhâ inşa edilmiştir.4 Toplanan 305 kişi, Muhammed komutasında Bedir yakınlarına gelerek kervanı beklemeye başladı. Ancak kervanın lideri Ebu Süfyan, Müslümanların kervanı beklediğini öğrendi ve Mekke'ye haber yolladı. Ayrıca kervanın yolunu da değiştirdi. Müslümanların kervana saldırmaya hazırlandığı haberini duyan Mekkeliler, Ebu Süfyan'ın tehlikenin atlatıldığını haber veren ikinci mesajına rağmen Müslümanların üzerine yürümeye karar verdiler.5 Mekkeliler, oluşturdukları 950 kişilik kuvvetle Bedir'e doğru yola çıktılar.
İki ordu karşı karşıya gelince, Arap savaşlarında bir gelenek haline gelen "er dileme" (mübareze) hadisesi için taraflar içlerinden üçer kişi seçtiler. Buna göre, İslam ordusundan Hamza, Ubeyde bin Haris ve Ali ile; Mekkelilerden Utbe, kardeşi Şeybe ve oğlu Velid karşı karşıya geldi. Her üç çarpışmayı da Müslüman savaşçılar kazandı.6
Er dileme hadisesinden sonra savaş başladı. Muhammed'in savaşı idare etmesi için Bedir'e hâkim bir tepede gölgelik kuruldu, burada Mescid-i Arîş inşa edilmiştir.7 Çarpışmaların ilerleyen aşamalarında Mekkeli Kureyşliler dağılma belirtileri gösterdi; komutanları Amr bin Hişam öldürülünce de iyice dağıldılar.8
Savaş, Müslümanların zaferiyle sonuçlandı. Mekke paganları, Amr bin Hişam da dahil 70 ölü ve 70 esir bırakıp kaçtılar. Müslümanlar 14 kayıp (Muhacilerden 6 ve Ensar’dan 8)9 verdiler.
Kur'an'da Bedir Savaşı'yla ilgili ayetler şöyledir:
"Kendilerine savaş açılan Müslümanlara, zulme uğramaları sebebiyle cihad için izin verildi. Şüphe yok ki Allah'ın onlara yardım etmeye gücü yeter."(Hacc 39)
"And olsun, siz son derece güçsüz iken Allah size Bedir'de yardım etmişti. O halde Allah'a karşı gelmekten sakının ki şükretmiş olasınız."(Al-i İmran 123)
"Ey iman edenler! (Düşmana karşı) tedbirinizi alıp, küçük birlikler halinde, yahut topluca savaşa gidin."(Nisa 71)
"Eğer siz (Uhud'da) bir yara aldıysanız, şüphesiz o topluluk da (Karşıtlar da Bedir'de) benzeri bir yara almıştı. İşte (iyi veya kötü) günleri insanlar arasında (böyle) döndürür dururuz. (Bazen bir topluma iyi ya da kötü günler gösteririz, bazen öbürüne.) Allah, sizden iman edenleri ayırt etmek, sizden şahitler edinmek için böyle yapar. Allah, zalimleri sevmez."(Al-i İmran 140)
"Bildiğin gibi, Rabbin seni hak uğruna, öz yurdundan çıkarmıştı. Ve müminlerden bir grup tamamen isteksizdi. Gerçek ortaya çıkmasına rağmen, göz göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi seninle onu tartışıyorlardı. O sırada Allah, iki gruptan birinin kesinlikle sizin olacağını vadediyordu. Ve siz, güçsüz ve silahsız olanın size düşmesini arzu ediyordunuz. Allah ise hakkı kendi kelimeleriyle tam bir biçimde ortaya koymayı ve küfre batmışların ardını-arkasını kesmeyi istiyordu. Diliyordu ki, kötülüğü temsil edenler istemese de hakkı ayan-beyan gözler önüne koysun, saçma ve tutarsız olanı hükümsüz kılsın. Hani siz, Rabbinizden yardım ve destek diliyordunuz; O, sizin dileğinize şöyle cevap vermişti: 'Hiç kuşkunuz olmasın, Ben size, meleklerden birbiri ardınca bin tanesiyle yardım ulaştıracağım. Allah bunu, sadece bir müjde olsun ve o sayede kalpleriniz huzur ve rahatlık bulsun diye yaptı. Yardım yalnız ve yalnız Allah katındandır. Hiç şüphesiz Allah Azîz'dir, Hakîm'dir" (Enfâl 5-10)
"Rabbin meleklere vahyetmişti ki: "Şüphesiz Ben sizinleyim, iman edenlere sağlamlık katın, inkar edenlerin kalplerine amansız bir korku salacağım. Öyleyse (ey Müslümanlar,) vurun boyunlarının üstüne, vurun onların bütün parmaklarına." (Enfal 12)
"Baskı ve şiddet kalmayıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer (küfürden) vazgeçerlerse şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını hakkıyla görendir."(Enfâl 39)
Savaş sırasında başta Ebû Cehil olmak üzere yetmiş tane Mekkeli pagan öldürüldü, yetmiş kişi de esir alındı. Buna karşılık Müslümanlar sadece on dört kayıp verdiler. Muhammed, Müslümanlar'ın ölülerinin namazını kılarak onları defnettirdi; Mekkeli paganların ölülerini de gömdürdü. Esirlere karşı iyi davranılmasını emreden Muhammed, esirler içinden sadece Ukbe b. Ebû Muayt ile Nadr b. Hâris'i vaktiyle Müslümanlar'a yaptıkları işkenceye karşılık ölüme mahkûm etti. Diğer esirlere ne olacağını sahabeleri ile birlikte konuşan İslam Peygamberi, Ebû Bekir'in fidye karşılığında serbest bırakılmaları teklifini kabul etti ve esirlerin malî durumlarına göre para ödemelerini şart koştu. Ayrıca bazı esirlerin fidyesiz olarak, okuma yazma bilenlerin ise on Müslüman'a okuma yazma öğretmeleri şartıyla serbest bırakılmaları kararlaştırıldı. Savaş sonu elde edilen ganimetler, savaşa katılanlar arasında eşit şekilde bölüştürüldü. Kazanan taraf, Zeyd b. Hârise ile Abdullah b. Revâha'yı zaferi haber vermek üzere Medine’ye gönderdi, savaşı kaybeden Mekkeli paganlar isen Ebû Cehil’in yerine başkanlığa Ebû Süfyân'ı getirdiler.10
Orijinal kaynak: bedir muharebesi. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Hicaz Albümü: Fotoğraflarla Kutsal Topraklar, Diyanet İşleri Başkanlığı, 2010, ISBN 975-19-3879-1 ↩
Kuran ve Sünnet Yolunda İslami Bilgiler|erişimtarihi=10 Kasım 2022|dil=Türkçe|çalışma=İslam ve İhsan}} ↩
Hamidullah Muhammad, a.g.e., s. 34 ↩
Suruç Salih, a.g.e., c. 2, s. 29 ↩
Suruç Salih, a.g.e., c. 2, s. 35 ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page